• Millî Kültür

  • Millî Kültür

  • Kültür, milli; medeniyet, milletler arasıdır.

  • "Medeniyet gül alıp gül satmak, gülü gül ile tartmaktır. Ömer Özercan

Copyright 2024 - Custom text here

II. Beyazıt Camisi Ve Külliyesi

II.Beyazid Camisi ve Külliyesi (II.Beyazid Kompleksi)

Tunca Nehri kıyısında bulunan külliye Edirne'nin en önemli yapıtlarındandır. Cami, tıp medresesi, imaret, darüşşifa, hamam, mutfak, Erzak depoları ve öbür bölümleriyle geniş bir alana yayılmıştır. Sultan II.Beyazıd'in 1484-1488 yılları arasında yaptırdığı külliyenin mimari Hayreddin'dir. Çok etkileyici bir görünümü olan külliye küçüklü büyüklü yüze yakın kubbeyle örtülüdür.

Yapıların en ilginci 20.55 m. çaplı, tek kubbeli, iki minareli anıtsal camidir. Ana kubbeli mekanın yanlarında dokuzar kubbeli tabhane vardır. Bu Bölümler doğrudan dışarı açılmaktadır. Kubbe geçişi pandantiflerle sağlanmıştır. Mermer mihrap ve minber yalın görünüşlüdür. Somaki mermerden, son derece zarif hünkar mahfili, Edirne'deki ilk örnektir. İç Mekandaki Geç Dönem Barok Süsleme caminin yalın güzelliğini bozmaktadır. Öndeki revaklı avlunun ortasında mermer şadırvan vardır.

Cami'nin batısında Darüşşifa ve Tıp Medresesi bulunmaktadır. Darüşşifa büyük kubbeli bir bölüm ve çevresindeki altı küçük kubbeli oda ve beş sedirli sofadan oluşmaktadır. Ortası açık büyük kubbenin altında şadırvan vardır. Taban mermerdendir. Revaklarla çevrili ön avlunun yanlarında akıl hastalarının iyileştirildikleri kubbeli hücreler bulunmaktadır. Avlunun köşesinde, mutfak ve çamaşırhane bölümleri vardır. Kuzeybatı köşesindeki tıp medresesinde, revaklı avlunun çevresinde kubbeli 18 öğrenci hücresi, büyük kubbeli dershane ve ortada şadırvan yer alır.

Devamını oku...

Mim. Ahmet Çavuş (Dalgıç Ahmet Paşa)

Ahmet Çavuş (Dalgıç Ahmet Paşa) (1598 - 1603)

Osmanlı Mimarlığına katkıda bulunan ünlü mimarlardan Dalgıç Ahmet Paşa, Dergâh-ı âli çavuşu olarak bir süre, saray yapımında kullanılan gereç alım işleriyle uğraştıktan sonra, Hassa Mimarları Ocağı'na geçti. Dönemin hassa başmimarı Davut Ağa'nın yanında yetişti; Suyolu nazırı oldu (1595-1596). Mimarlığın yanı sıra sedefkârlık alanında da ün yaptı ve Davut Ağa'nın ölümüyle, hassa başmimarlığına getirildi (1598).

Askerlik ve yöneticilik alanlarında da yararlıklar gösteren Dalgıç Ah­met Ağa, başmimarlık görevinden sonra (1607), paşalığa yükseltilerek beylerbeyliğe atandı. Silistre beylerbeyiyken, Anadolu'da başlayan Kalenderoğlu ayaklanmasını bastırmakla görevli Mihalıç'taki Nakkaş Hasan Paşa'nın kuvvetlerine katılması istendi. Bütün kuvvetleriyle yola çıkarak Çanakkale boğazını geçti ama Ulubat Köprüsü'nün üstünde baskına uğradı ve Kalenderoğlu'nun sayıca üstün kuvvetleri karşısında dayanamayarak yenildi ve savaş alanında öldü.

Dalgıç Ahmet Paşa'nın başmimarlığı döneminde, III.Mehmet Türbesi yapılmış, ayrıca Topkapı Sarayı'nın büyük bir bölümü (Sultanların hamamı, Valide ve Kızlarağası odaları, Baltacılar ve Düşkünler odası) ile Galatasaray, İbrahim Paşa Sarayı, Sinan Paşa Türbesi ve birçok camii (Fethiye Camisi), köprü (Silivri Köprüsü), iskele (Beşiktaş, vb.), hamam, fırın, vb. Onarılmıştır.

Mim. Ali B. Abdullah

(?- 945/1537)

II. Bâyezid, Yavuz Selim ve Kanûnî Sultan Süleyman devirlerinin mimarbaşısıdır.
Kaynaklarda ismi, "Üstad Acem Alisi" veya "Esir Ali" ve bazan da "Acem İsa" şeklinde geçmektedir. Doğduğu yer ve tarih bilinmemektedir. Hernekadar bazı yazarlar kendisini Yavuz Selimin İran seferinden dönerken beraberinde getirdiğini belirtirse de, Acem Ali'nin ismine çok daha önce II. Bâyezid Câmii'nin inşaatı dolayısıyle rastlanmaktadır. Sanıyoruz ki daha çok isminin başındaki "acem" kelimesi bu tahminin yürütülmesinde rol oynamıştır. Babasının ismi yaygın kanaate göre Abdullah'dır. Ancak vakfiyelerinde Abdülkerim ve Abdülvehhab olarak kaydedilmiştir. Bu türlü baba isimlerinin daha çok mühtedîlerde görüldüğü de dikkate alınmalıdır. Sadrazam Ayas Paşa ile aynı zamanlarda vefat ettiği Mimar Sinan'ın tezkirelerinde yazılıdır. Ayas Paşa'nın vefatı ise kabir taşındaki kayda göre 946/1539'dur. Vakfiyesindeki kayda göre 943 şevvalinde/1536 martında henüz sağ olan Acem Ali'nin câmii'nin mihrabı önündeki kabrinde herhangi bir kayıt yoksa da vefatı 1539'dan önce ve büyük bir ihtimalle 944-44/1537-38'lerde olmalıdır. Karısının adı Fatma binti Hilâl, oğulları Hamza Çelebi ve Hasan Çelebi'dir. Şemi, Sitti ve Fatma adlarında üç kızı vardır. Oğullarından Hamza'nın da hassa mimarlarından olduğu bilinmektedir.

Üstad Acem Ali'nin biri 931/1525 ve diğeri 943/1536 tarihli arapça iki vakfiyesine göre Mevlâna Kapısında sur içinde bir câmii, bir mektebi ve bir de zâviyesi vardır. Mahalle de aynı adı taşımaktadır. Bu hayratı için Üstad Acem Ali, 15000 akçe nakit, İstanbul'un çeşitli yerlerinde evler, arsalar, dükkân, hücre ve mahzenler ve senelik geliri 14856 akçe olan bir de hamam vakfetmiştir. Kendisi de Oruç Gâzî mahallesinde oturmaktadır. Üstad Acem Ali'nin ismine en erken 909/1503'de II. Bâyezid'in kendisine yaptığı bir in'am (ihsan) dolayısıyla rastlamaktayız. Henüz ismi Ali Halife olarak geçmektedir. 910/1510 tarihinde ise Bâyezid Câmii mimarı olan Yakup Şah b. Sultan Şah'ın baş halifesi şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Muhtemelen 915/1519'dan sonra da Yakup Şah'ın yerine mimarbaşı olmuştur. Yine in'am kayıtlarına göre 1507'de Yakup Şah'la birlikte Bursa Pirinç Hanı'nın inşası için Bursaya gittiği görülmektedir. 1508'de ise II. Bâyezid'in Amasya'daki hayratı ile ilgilenmek üzere Amasyaya gitmiş, 1509'da İstanbul'da Boğaz Kesen Hisarı'nda bir hamam inşa etmiştir. Üstad Acem Ali'yi daha sonra yanında hassa mimarlarından Hızır Bâli b. Murad halife ve Mimar Derviş Ali ile birlikte Dimetoka Sarayında görüyoruz. 915/1510 tarihinde kıyamet-i suğra -küçük kıyamet denilen zelzeleyi müteakip 1510 ve 1511 de İstanbul surlarını ve bir hayli harap olan Fâtih camii'nin tamir ettiği için 5000 akçelik bir ihsana kavuşmuştur.

Devamını oku...

Mim. Ayas B. Abdullah

Ayas b. Abdullah (? - 892/1487)

Fatih ve II. Bayezid devri mimarlarındandır.
 
Mimar Ayas b. Abdullah'ın nerede ve ne zaman doğduğu bilinmemektedir. Baba adı vakfiyesinde Abdullah olarak geçmektedir. Vakıf Tahrir Defteri'ndeki vakfiye suretinde ise sadece Mimar Üstad Ayas şeklinde kaydedilmiştir.

İlk Fatih Camiinin yapılışında Mimar Atik Sinan'la birlikte çalıştığı ve ondan sonra da onun tarafından tamamlandığı rivayeti varsa da, Atik Sinan'ın vefatının Fatih Camii'nin tamamlanışından sonra olduğundan bu ihtimal doğru olmasa gerektir. Mimar Ayas'ın kabir taşında ve tahrir defterinde üstad ünvanıyla anılmasından, onun devrinin önemli şahsiyetlerinden biri ve hatta Mimar Atik Sinan'dan sonra mimarbaşı olduğu tahmin edilebilir. Bu sebeple devrin birçok önemli eserinde emeği olması ihtimali vardır. Ancak hangi yapılarda görev aldığı kesinlikle bilinmemektedir.

Mimar Ayas'ın 879/1474 ve 894/1488 tarihlerinde tasdik edilen iki vakfiyesine göre, biri Saraçhane'de ve Saraçhane Başı Mescid'i denilen bir mescid ve mekteb ve Afyonkarahisarı'nda da bir mescid yaptırmıştır. Bu hayratı için çeşitli vakıflar bağışlamıştır. Vefatından sonra da Saraçhane'deki mescidi yakınına defnedilmiştir. Mescidi 1894 zelzelesiyle harap olduktan sonra yeniden yapılmıştır. Ancak ne yazık ki 1957 tarihindeki yol genişletmeleri sırasında mescidi, mektebi ve orijinal kabir taşı bulunan kabri yok edilmiştir.

Devamını oku...

Mim. Cengiz Bektaş

Cengiz Bektaş 26 Kasım 1934'te Denizli'de doğdu. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi İç Mimarlık, Mimarlık bölümlerinde okudu, 1959'da Münih (Almanya) Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümünü bitirdi. 1960 Alman Şehircilik Akademisi kurslarını izledi. 1959-62 yılları arasında Münih'te serbest Mimar olarak çalıştı. 1962 de Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ne (Ankara) görevine çağrıldı. Orada İnşaat İşleri Mimarlık Bürosunu yönetti. Üniversiteden isteğiyle ayrıldı. 1963'de özel işliğini kurdu. 1966-69 yıllarında Zafer Mühendislik Mimarlık Yüksek Okulunda öğretim görevliliğini yürüttü. 1977'den beri İstanbul' da yaşıyor. Eskişehir Anadolu Üniversitesinde bir yıl, Trakya Üniversitesi'nde iki yıl "Halk Yapı Sanatı" dersi verdi. 1999 güzünden beri Mimar Sinan Üniversitesi'nde lisansüstü öğrencilerine "Kültürün Planlamaya Etkisi" konusunda ders veriyor. 2001' den beri Marmara Üniversitesi'nde de Sanat Felsefesi ve Sanat Sosyolojisi dersleri veriyor. Çağrılı olarak gittiği Makedonya, Amerika (MIT), Almanya'da kısa süreli konuk hocalık yaptı, konferanslar verdi. Uluslararası ve ulusal mimarlık yarışmalarında 25'in üzerinde ödül aldı. Cumhuriyet Dönemi örnekleri arasında sayılan yapılar gerçekleştirdi. Uygulamalarıyla ulusal ve uluslararası ödüller aldı.

Yazarlık yaşamına 1950' de onaltı yaşında Denizli' de bir günlük gazetede köşe yazılarıyla başladı. 1959' da Münih' te (Almanya) birkaç arkadaşıyla birlikte "Dilmaç" dergisini çıkardı. Türkiye' de ilk kez 1960' da Fazıl Hüsnü Dağlarca' nın çıkardığı "Türkçe" dergisinde şiirlerini yayınlamaya başladı. İlk şiir kitabı "Kişi" 1964' de Ankara' da Dost Yayınevi' nce yayınlandı. Bundan sonra bugüne dek şiir deneme, inceleme, araştırma, çocuk yazını dallarında 55 kitabı yayınlandı.

Devamını oku...

f t g m