- Ayrıntılar
-
Kategori: Ömer Özercan
Milliyetçiliğe dair...
Son günlerde arkadaşlar arasında "milliyetçilik" konusu revaçta. Kervana katılıp biz de listeye bir tanım/tarif ekleyelim:
Milliyetçilik; milliyetçi olan, öyle olduğunu düşünen veya iddia eden şahısların düşünüp yapmaları gereken şeylerdir. Öyle çok derin tefekkür, analiz, dil canbazlıkları, sofistike söylemler, model üretmeler, yüksek zekâ, büyük icat, zengin cüzdan, oy patlaması, TV'de açık oturumda rakiplerine haddini bildirmek falan değildir; daha basit ve anlaşılır tavır/tutum gerektirir: Feragat, fedakârlık, vakti/kalbi/bilgisi/tecrübesi ile gençlerin elinden tutmaktır. Hiç bir şey gençlerin eğitimi kadar bir milletin kaderini/geleceğini etkilemez; öyleyse gençlere hitap etmeyen, edemeyen, zaman ayırmayan, emek harcamayan kişiler akademisyen, yazar, milletvekili, iş adamı falan olabilir ama milliyetçi olamaz.
Mülkiyeti kendine ait bir yazlığı olan ve senede bir kaç ayını burada "tatil yaparak" geçiren, (hayat boyu üç beş gencin elinden tutup yol yordam öğretmemiş, sofrasına davet etmemiş, dertlerine ortak olmamış, halinden hatırından haberdar olmamış...) kişilerin, şehre dönüp "ne olacak bu milliyetçiliğin hâli?" diye sormaları çok tuhaftır.
Çocuğu kimya okuyup, İngiliz petrol şirketinde işe girdiği için sevinen, çocuğunun bu başarısından dolayı da çevresindekiler tarafından kendisi ve çocuğu tebrik edilen kişinin her gün milliyetçilik adına ahkâm kesmesi ne derece tutarlı bir davranıştır?
Devamını oku...