Hoca Ali Rıza Bey'in Hayatı
Hoca Ali Rızâ 1858’de Üsküdar’da Ahmediye mahallesinde doğmuştur. Babası süvâri binbaşılarından Üsküdar’lı Mehmet Rüştü 1865 yılında Sofya’da öldü. Babası yazıya önem veren bir hattat idi. 1884'te teğmen olarak Harbiye'yi bitiren genç ressam, bu yüksek okula resim öğretmeni olarak girmiştir.
Hoca Ali Rızâ Bey’in yaklaşık 3 bin resmi olduğu söylenir. İkinci Meşrûtiyet' ten sonra kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti' nde başkanlık yaptı. 1930 yılında ölen Hoca Ali Rızâ' nın mezarı Üsküdar Karacaahmet' tedir.
“Mesleğim peyzaj ressamlığıdır.” diyen Ali Rızâ Bey Türk resim tarihinde düzeyine henüz erişilememiş bir ressamdır. Peyzajda halâ rakipsizdir. Bütün ömrü boyunca gençleri yetiştirmiş, bu yüzden de tarihimize Hoca Ali Rızâ Bey olarak geçmiştir. Son derece sağlam çizgileri olan eserleri, bugün birer vesika mâhiyetindedir. Tabloları ve karakalem resimleri ile o güzelim İstanbul’un günümüze kadar gelmesini sağlamıştır.
Eski bir mecmuada şöyle bir başlık gördüm: "Belki o da hevese gelir, ressam olur!" Beni çok etkilediği için yazının devamını okudum. İç yüzü şu imiş. Resim yaparken seyre gelip yanı başında oturanlara engel olduğu hemen hemen hiç görülmemiş. Nedenini sordukları zaman, "Ne mâlûm? Böyle göre göre belki içine bir heves gelir, bakarsın, o da ressam olur." Demişlerdir. Hoca Ali Rızâ Bey kişiliği ve resimleri ile beni etkilemiş bir ressamdır.